Hatalarını görmeye başladığın an...


 Hatalarını görmeye başladığın an kuru yapraklar gibi düşmeye başlarlar.
O zaman hiçbir şey yapmaya gerek yoktur. Onları görmek yeterlidir. Hatalarının sadece farkında olmak tek gerekli olan şeydir. Bu farkındalıkta onlar kaybolmaya, buharlaşmaya başlarlar.
Birisi yalnızca bilincinde olmazsa aynı hatayı tekrar etmeye devam edebilir. Bilinçsizlik aynı hatayı tekrar etmek için bir zorunluluktur ve hatta değiştirmek istesen bile başka bir biçimde aynı hatayı sürdürmeye devam edeceksin. Her şekilde ve her ebatta mevcutturlar! Yerlerini değiştireceksin, yerine yedeğini koyacaksın ama onu bırakamayacaksın çünkü derininde onun bir hata olduğunu göremiyorsun. Başkaları sana söylüyor olabilirler çünkü onlar görebilirler...
Bu nedenle herkes kendisinin çok güzel, çok zeki, çok erdemli, ermiş olduğunu düşünür ve hiç kimse onunla aynı fikirde değildir! Nedeni basittir: Başkalarına bakarsın, onların gerçeğini görürsün ve kendine karşıysa kurgular taşırsın, güzel kurgular. Kendin hakkında bildiğin her şey az ya da çok bir mittir; gerçekle hiçbir alakası yoktur.
Kişi kendi hatalarını görmeye başladığı an kökten bir değişim yerleşir. O yüzden çağlar boyunca tüm Budalar sadece bir tek şey öğretiyorlar; farkındalık. Sana karakter öğretmiyorlar; karakter rahipler, politikacılar tarafından öğretiliyor, Budalar tarafından değil. Budalar sana bilinç öğretiyorlar vicdan değil.

Vicdan senin üzerinde başkaları tarafından oynanan bir oyundur; başkaları sana neyin doğru neyin yanlış olduğunu söylüyorlar. Sana kendi fikirlerini empoze ediyorlar. Ve onu ta senin çocukluğundan beri empoze ediyorlar. Ta en başından, senin üzerinde etki yaratabilmeleri, sende iz bırakabilmeleri ihtimalinin olduğu zamanlardaki masumluğun, kırılganlığın, hassasiyetin varken seni koşullandırdılar. Koşullanmanın adı vicdandır ve bu vicdan sürekli olarak senin tüm hayatına hükmetmeye devam ediyor. Vicdan toplumun seni köleleştirme stratejisidir.

- Osho

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder